DİL VE KONUŞMA BOZUKLUKLARI

Dil ve konuşma bozuklukları

Konuşma ve dil gelişimi iletişim ve sosyal hayatın en önemli öğesidir. Kişi iletişim araçları ile kendini ifade eder ve hayatını devam ettirir. İnsan doğuştan konuşma organlarına ve ses üretme yetisine sahip olarak doğar. Ancak konuşma becerisini sonradan kazanmaktadır. Dil kazanımı insanların yaşamları sırasında başardığı en karmaşık işlemlerden birisidir. Genellikle çocuklar dili kendi doğal çevrelerinde herhangi bir sorunla karşılaşmadan kazanmaktadır. Bu nedenle dil kazanımının ne kadar karmaşık süreci içerdiği özellikle dil gelişiminde bir bozukluk olduğunda görülmektedir.

Konuşma bozuklukları, bazen yapısal bazen de fonksiyonel nedenlere bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Birçok nedene bağlı konuşma sorunlarından söz edilebilir. Ancak aşağıda üç çeşit konuşma bozukluğuna değinilecektir.

  1. Gecikmiş konuşma
  2. Fonolojik bozukluk (Artikülasyon bozukluğu)
  3. Kekemelik – ritim bozukluğu

Gecikmiş Konuşma:

Konuşmayı üreten sistemlerin gelişme ve kullanılmasındaki gecikmeden kaynaklanan, konuşma gelişimini yavaşlatan, çocuğun yaşının gerektirdiği şekilde konuşmasına engel olan bozukluğa “Gecikmiş Konuşma Bozukluğu” denir. Çocuğun konuşması yaşından beklenilenin çok altında ya da dil konuşma gelişimi açısından çok daha yavaşsa, o çocuğun konuşması gecikmiş konuşma olarak adlandırılır. Kullandığı kelime sayısı az olabilir, cümle kurmada zorlanabilir. Daha çok jest ve işaretlerle kendini ifade etmeye çalışır. Gecikmiş dil ve konuşma, çocuğun dil ve konuşma gelişimini beklenen hız ve düzeyde gerçekleştirememesi olarak tanımlanmaktadır. 

Çocukların dil ve konuşma becerilerini tamamlayamadığını gösteren gecikmiş konuşma belirtileri aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Yaşıtlarına oranla konuşamama ya da sınırlı sayıda kelime kullanarak kısa cümleler kurma
  • Kısıtlı kelime dağarcığı
  • İletişim kurma konusunda yaşanan isteksizlik
  • Anlaşılmaz sesler çıkarma
  • Girilen ortamlarda yaşanan uyum sorunları
  • Yalnız kalma isteği

Gecikmiş konuşma bozukluğu olan çocuk; söylenenleri anladığı ve ifadeleri kavradığı dil olan “Alıcı Dil” becerisinde değil, kendini ifade ettiği “İfade Edici Dil” becerisinde gecikme yaşar. 

Artikülasyon Bozukluğu

Artikülasyon (Sesletim); alınan havanın, ses telleri ve kıvrımlarından geçirilerek artikülatör organlar olarak bilinen dudak, dişler, dil, damak, geniz boşluğu, gırtlak, yutak ve burun tarafından biçimlendirilmesi ve sonuçta ses, hece ve kelimelerden oluşan konuşma sesi öğelerine dönüştürülmesidir. 


Artikülasyon bozukluğu, konuşma seslerini yanlış, eksik veya güçlükle üretiminden kaynaklı bir dil konuşma bozukluğudur. Kişi, yaşına ve gelişimine uygun olarak çıkarması beklenen sesleri çıkartamaz. Yanlış üretilmiş konuşma seslerinin oranındaki artış ise konuşmanın anlaşılırlığı aynı oranda azaltır. 

Artikülasyon bozukluğu olan çocuklar ünlü sesleri doğru bir şekilde üretirken ünsüz sesleri hatalı bir şekilde üretir, yetişkin hatalı üretilen ses için model olduğunda çocuk her taklit denemesinde doğru üretime yaklaşır ya da hatalı üretimi sabit kalır ve bu çocukların konuşmasında vurgu ve tonlama normaldir.

Bozukluğun şiddeti, konuşmada küçük ve önemsiz aksaklıklardan tamamen anlaşılmayan bir konuşmaya kadar değişebilir. Küçük çocuklarda bu durum sıklıkla görülmekle birlikte zamanla düzelmektedir. Yaş ilerledikçe beklenen düzelme gerçekleşmiyorsa uzman yardımı/desteği gerekebilir. Nedeni yapısal ve nörolojik kökenli olabilir.

Artikülasyon bozukluğu, bireyin tüm yaşam kalitesini olumsuz bir şekilde etkileyen bir sorundur. Bireyler en önemli iletişim aracı olan dil ve konuşma becerileri doğru kullanamadıklarından öncelikle diğer bireylerle iletişim sorunu, bunun doğal bir sonucu olarak da psikolojik ve sosyal sorunlar yaşarlar.

Dil konuşma bozukluğu
Artikülasyon Bozukluğu
Gecikmiş konuşma

Kekemelik

Kekemelik çocuklukta başlayan normal akıcılık ve konuşma akışıyla ilgili sık ve önemli problemleri içeren bir konuşma bozukluğudur. Konuşmanın akışında, ritminde veya akıcılığında bir bozukluk olması durumudur. Konuşmada tekrarlamalar, bloklar, uzatmalar ve eklemeler görülebilir.

Kekemelikte konuşma akıcılığını bozan tekrarlar, uzatmalar ve bloklar birincil davranışlar olarak adlandırılır. Tekrar; seslerin, hecelerin, tek heceli sözcüklerin ikiden fazla tekrar edilmesidir (Örneğin, ka ka kapı). Uzatma; ünlü ve ünsüz seslerin uzatılarak söylenmesidir (Ör: sssssarı). Kekemelikte konuşmadaki ritim bozukluğunun yanı sıra kaslardaki aşırı kasılma, yüzde, ellerde ve ayaklarda tikler de görülebilir.

Kekemelik belirtileri nelerdir? 

  • Bir kelime, kelime öbeği veya cümleyi başlatmada zorluk
  • Bir sözcüğü veya sözcük içindeki sesleri uzatma
  • Ses, hece veya kelimeyi tekrar etme
  • Bazı heceler veya kelimeler için kısa sessizlik veya bir kelime içinde duraklamalar
  • Bir sonraki kelimeye geçmede zorluk yaşanması
  • Bazı kelimeleri söylerken yüzün veya üst gövdenin aşırı derecede gerilmesi
  • Konuşma kaygısı
  • Etkili iletişim kurmadaki yeteneklerde sınırlılık

Gerginlik ve kaygı kekemeliği artırır. Kekemelik başladıktan sonra tırnak yeme, tikler, gece-gündüz altını ıslatmalar, korkular, obsesif davranışlar, hırçınlık gibi ek belirtiler görülebilir.

Kekemelik nedenleri:

Nedenlerine yönelik birçok görüş olmakla birlikte organik ve çevresel ekenler üzerinde durulmaktadır. Genellikle 2-7 yaş arasında ortaya çıkar ve en çok 3-5 yaşları arasında görülür. Çünkü bu yaşlar dil becerilerinin en yoğun gelişim gösterdiği dönemdir. Erkek çocuklarda daha ağır seyreder. Kız erkek oranı 1/5 tir. Yapılan araştırmalara göre kekemelik görülen kişilerin ailelerinde de kekemelik oranı yüksektir.

Please follow and like us: